Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.
Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile birlikte sonsuza kadar esenliğe sahip olmasını arzulayan esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınız sunmak üzere bu gün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
İncil (Müjde ya da İyi Haber’in Arapça’daki karşılığı) kitabında yaptığımız çalışmamızda, Rab İsa Mesih’in, dirildikten sonra, öğrencilerine söylediği şu sözler ile buyruk verdiğini dinledik: Dünyanın her yanına gidin ve Müjde’yi bütün yaradılışa duyurun. (Markos 16:15) Ve İsa gökyüzüne alındıktan sonra, Pavlus (önceleri zulmeden gayretli bir yurtseverdi, sonra Mesih’in adanmış bir izleyicisi oldu) adındaki bir adam şunları yazdı:
“(Tanrı, beni elçisi olmaya çağırdı ve bana İyi Haberi’ni duyurma görevini verdi. Tanrı, Oğlu Rabbimiz İsa Mesih ile ilgili Müjde’yi peygamberleri aracılığı ile önceden vaat etti. Duyurduğum iyi haberden utanmıyorum, çünkü Müjde iman eden herkesin kurtuluşu için Tanrı’nın gücüdür. Tanrı’nın insanı akladığı Müjde’de (iyi haberde) açıklanır. Bu doğruluk, imana dayanır ve imana ulaştırır.” (Romalılar 1:1, 2, 16, 17)
İyi haber, iyi haber, iyi haber! Tanrı Sözü’nün bizlere defalarca tekrarladığı bu iyi haber nedir? Bu gün, Tanrı’nın yardımı ile Kutsal Yazılarda duyurulan bu İyi Haber hakkında konuşmak istiyoruz. Ama İyi Haber hakkında konuşmadan önce kötü haberi hatırlamamız gerekiyor.
Kötü haber nedir? Başlangıçta Tanrı, göğü ve yeri yarattıktan sonra, Adem ve Havva’yı da yaratarak onları Cennetin yersel bahçesine yerleştirdiğini hatırlayacaksınız. Tanrı, Adem ve Havva’yı O’nu tanımaları, sevmeleri, O’na itaat etmeleri ve O’nu sonsuza kadar yüceltmeleri için ve bereketlemek amacı ile yarattı. Ancak Tanrı yine de onları denemek istedi ve onlara şöyle dedi: “Bahçenin ortasında bulunan ağacın dışında bahçedeki ağaçların hepsinden alıp yiyebilirsiniz. Ama bahçenin ortasındaki o ağaçtan yemeyin, çünkü ondan yediğiniz gün kesinlikle öleceksiniz!” Kötü haber, Adem ve Havva’nın yılanı, yani yasak ağacın meyvesinden yemeleri için onları ayartan şeytanı dinlemiş olmalarıdır. Adem ve Havva’nın günahı, dünyaya sıkıntı ve ölüm getirdi, bu günah onlara ve tüm soylarına bulaştı. Sık sık işittiğimiz şu sözü yine bu konu hakkında bir örnek olarak verelim: “Bulaşıcı bir hastalık, bu hastalığı yayan kişi ile sınırlı değildir.” Tanrı Sözü, bize kötü haberden şu ifadeler ile söz eder:
“Bir kez ölmek, sonra da yargılanmak insanların kaderidir. İşte Rab herkesi yargılamak üzere on binlerce kutsalı (meleği) ile geliyor. Tanrı yoluna aykırı, tanrısızca yapılan bütün işlerden ve tanrısız günahkarların kendisine karşı söylediği bütün ağır sözlerden ötürü Rab, bütün insanlara suçluluklarını gösterecektir.” (İbraniler 9:27; Yahuda 15)
Bu nedenle, kötü haber şudur: Hepimiz günahkarız ve Tanrı’nın adil yargısı ile yüz yüze gelmemiz gerekir!
Ama tüm bunlara rağmen İyi Haber, Adem ve Havva daha henüz Cennet bahçesindeyken verildi; Merhamet ile dolu olan yüce Tanrı bir gün dünyaya, günah tarafından lekelenmemiş, bakire bir kızdan doğacak olan bir Kurtarıcı göndereceğini duyurdu. Bu kutsal Kişi, doğru Kurtarıcı, Adem’in ve tüm soyunun günahlarının bedelini ödemek için Kendisini bir kurban olarak öldürülmek üzere sunacaktı. Bizlerin hak ettiği günahın cezası, bu günahsız Kurtarıcının üzerine yüklenecekti. Tanrı’nın, Adem ve Havva’nın günah işlediği o günde duyurduğu İyi Haber işte budur.
Tanrı, aynı zamanda Mesih olarak adlandırılan bu Kurtarıcının geleceğini duyurmak için pek çok insanı da kullandı. Tanr�������������������� peygamberlerinin her biri Mesih hakkında bir çok bilgi verdiler, öyle ki, O geldiği zaman, O’nun Tanrı tarafından atanan Kişi olduğunu herkes fark edebilsin. Örneğin, Mesih2ten yaklaşık yedi yüz yıl önce yaşayan peygamber Yeşaya Mesih’in nasıl dünyaya geleceğini şu sözleri ile önceden bildirdi: İşte kız gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını Immanuel koyacaklar. ‘Immanuel’, Tanrı bizimle anlamına gelir.” (Matta 1:23; Yeşaya 7:14) Bir başka peygamber, Mika, Mesih’in gökyüzünden geleceğini ve yeryüzünde Beytlehem adlı bir köyde doğacağını önceden bildirdi. Mesih, bu peygamberin bildirdiği köyde dünyaya geldi. Ama Mika, bu olayı, Mesih’in doğmadan yüzlerce yıl önceden bildirmişti.
Ancak peygamberler, yalnızca Mesih’in doğumunu önceden bildirmediler. Aynı zamanda, Mesih’inacı çekeceğini ve günahkarların yerine geçerek öleceğini de önceden bildirdiler. Örneğin, peygamber Davut, insanların Mesih’i küçümseyeceklerini, O’na işkence edeceklerini, O’nun ellerini ve ayaklarını deleceklerini ve O’nu öldüreceklerini önceden yazdı. Ve Davut, yalnızca Mesih’in ölümünü bildirmek ile kalmadı, aynı zamanda Tanrı’nın Mesih’i ölümden dirilteceğini ve böylece O’nun Tanrı’nın, Adem oğullarını günahın cezasından kurtarmak için göndereceği tek ve biricik Kurtarıcı olduğunu da önceden bildirdi.
Mesih’in doğumu hakkında yapılan tartışmaların sayısı azdır, ama O’nun ölümü ve dirilişi hakkındaki gerçekler konusunda pek çok kişi yanılgıya düşer ve sürçer. Tanrı’nın, insanlar, O’nun göndermiş olduğu Mesih’i aşağılarlarken, hiç bir şey yapmadan bu olaya nasıl olup da yalnızca seyirci kalabildiğini bir türlü anlayamazlar. Bir çok insanın akıllarının kavrayamadığı konu şudur: Bizi seven Tanrı, Mesih’in bizim günahlarımız uğruna acı çekmesi gerektiğini tasarlayan aynı tanrı’dır. Peygamberler bu nedenle şu sözleri kaleme aldılar: “Ne var ki, Rab bizim günahlarımızın bedelini ödemesi için O’nun (Mesih’in) ezilmesini uygun gördü.!” (Yeşaya 53:10)
Peygamberlere inanıyor muyuz? Onlara inandığımızı söylüyoruz. Eğer peygamberlere gerçekten inanıyorsak, o zaman onların yazdıklarına da inanmamız gerekir. Peygamberlerin kendi düşüncelerini konuşmadıklarını hatırlamamız gerekir. Tanrı, söylemeleri gereken şeyleri peygamberlerin ruhlarına koydu. Bu nedenle, eğer bu peygamberlere inanmayı reddediyorsak, bu durumda reddettiğimiz kişi gerçekte kimdir? Reddettiğimiz kişi Tanrı’nın kendisidir—çünkü Mesih’in günahı ortadan kaldırmak için bir kurban olarak öleceğini önceden bildirmeleri için peygamberlere esin veren Kişi, Tanrı’dır!
Tanrı dünyayı sevdiği ve hiç kimsenin günah içinde mahvolmasını istemediği için Mesih’in ölümünü planladı. Günahlı kişileri Tanrı’nın yargısından kurtarmak için doğru bir Kişi’nin ölmesi gerekiyordu. Daha önceki zamanlarda sunulan koyun ve keçi kurbanları, ilk ve son kurban olacak olan Mesih’i sembolize ediyorlardı. Tanrı’nın gücü aracılığı ile bakire bir kızdan doğan İsa Mesih Tanrı’ın verdiği, mükemmel ve nihai kurbandı. Bu konuda bir Wolof atasözünü örnek olarak kullanabiliriz: “Eğer bir cüce önünüzde duruyorsa, (nasıl olduğunu tanımlamak için) o cücenin resmini çizmeniz gerekmez.” Aynı şekilde, artık günahlar için mükemmel ve kalıcı bir kurbana sahip olduğumuz için kusurlu ve sembolik kurbanları sunmaya devam ederek kendimizi yormamıza gerek yoktur. Rab İsa’nın,çarmıhta ölmeden önce ne ilan ettiğini hatırlayabiliyor musunuz? Rab İsa, şöyle demişti: “Tamamlandı!” (Yuhana 19:30) O, günah borcumuzu ilk ve son kez olarak ödedi. Yapabileceğimiz tek şey, bu iyi habere inanmaktır! Daha önce de okumuş olduğumuz gibi, Kutsal Yazılar şöyle der: İsa Mesih’in ölümü ve dirilişi hakkındaki İyi Haber: iman eden herkesin kurtuluşu için Tanrı’nın gücüdür!” (Romalılar 1:16)
Ne üzücüdür ki, İsa Mesih’in ölümü ve dirilişi hakkında söylenenlerin uydurma bir öyküden ibaret olduğunu düşünen pek çok kişi O’na iman etmeyi reddederler. Ama yine de biz Müjde’yi çalıştığımız zaman, peygamberlerin Mesih hakkında önceden bildirdikleri her şeyin İsa Mesih tarafından yerine getirildiğini keşfederiz. Her şeyi… doğumu, yaşamı, ölümü, dirilişi ve göğe alınışı. Böylece Müjde şunu ilan eder: “Kutsal Yazılar uyarınca Mesih günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi.” (1. Korintliler 15:3, 4) Her şey tam olarak aynı peygamberlerin önceden bildirdikleri şekilde yerine geldi. İsa’dan nefret edenler, O’nun ile alay ettiler, O’na işkence ettiler ve O’nu öldürdüler ve İsa’yı sevenler de O’nu gömdüler. İsa çarmıha gerildikten üç gün sonra bazı kadınların, şafak sökerken kalktıklarını ve İsa’nın gömülü oldukları mezara gittiklerini ve mezarın açılmış ve boş olduğunu fark ettiklerini gördük. İsa öldükten ve tekrar dirildikten sonra kırk günlük bir süre içinde Kendisini öğrencilerine gösterdi. Dirildikten sonra, beş yüzden fazla sayıda kişi İsa’yı gördü. Dirilişi gerçekti! Mesih, insanın en büyük düşmanlarından biri olan ölümü yenmişti. İsa’nın dirilişi, Tanrı’nın İsa’ya iman eden herkesin O’nun sonsuz yaşamını paylaşabilmesi için Adem oğullarının günahlarını tam olarak ödeyen bir kurban olarak kabul ettiğini kanıtladı.
İyi Haber işte budur. Rab İsa Mesih, sizin günahlarınızı kaldırmak için öldü ve size sonsuz yaşam vermek için üçüncü gün mezardan dirildi. Bu İyi Haber’in amacı, ona inanan herkesi kurtarmaktır. Bu yüzden, sizin yanıtlamanız gereken soru şudur: “Bu İyi Haber’e inanıyor musunuz? Tanrı Sözü bu konuda şöyle der: “Kurtuluş Günü bu gündür! Eğer İyi Haber’i duyarsanız, yüreklerinizi sertleştirmeyin! İman edin!” Kurtuluş, bizlerin yaptığı iyi işlerin sonucu elde edilmez, çünkü hiç kimse Cenneti hak edecek yeterlilikte iyi işler yapamaz. Tanrı, büyük kurtarışını size asla satmayacaktır. O, bu kurtuluşu size vermek ister. İyi işler yapmak, dua etmek ve oruç tutmak size kendinizi iyi hissettirebilir, ama tüm bunlar Tanrı’nın doğruluğunu tatmin edecek yeterlilikte değildirler. Tanrı’nın Cennetine girmeniz için yalnızca tek bir yol mevcuttur!
Eğer bu İyi Haber’e inanırsanız, öldükten sonra Cennete alınacağınızdan emin olabilirsiniz. Çünkü Tanrı’nın Kendisi Sözü’nde bize Rab İsa Mesih’in Adı’na inandığımız takdirde, sonsuz yaşama sahip olduğumuzu bilebileceğimize dair vaatte bulunmuştur. (1. Yuhanna 5:9-13)
(Bundan sonraki bölüm Malick’in kişisel tanıklığını içerir.) Konumuza burada biraz ara verelim, çünkü size İsa Mesih’e nasıl iman ettiğimi anlatmak istiyorum. Genç bir delikanlı iken, her gün sadakat ile günde beş kez namaz kılar ve her yıl oruç tutardım. Ama öldükten sonra nereye gideceğimi bilmiyordum. Çevremdeki herkese danışarak bu soruma yanıt aradım, ama hiç kimseden net bir yanıt alamadım. Ama Müjde’yi (İncil’i) araştırmaya başladığım zaman, öldükten sonra nereye gideceğimi bilebileceğimin farkına vardım. Çünkü İsa Mesih’in Kendisi Müjde’de, uzun zamandır yanıt aradığım bu soruma şu karşılığı veriyordu: “Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır ve böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.” (Yuhanna 5:24) İsa Mesih aynı zamanda şu sözleri de söylüyordu: “Diriliş ve Yaşam Ben’im. Bana iman eden kişi, ölse de yaşayacaktır.” (Yuhanna 11:25) böylece, kendimi kurtarmak için iyi işler yaparak çaba göstermekten tövbe ettim ve tüm peygamberlerin önceden bildirmiş oldukları Mesih’e iman ettim.Mesih şöyle diyordu: “O’na inanan herkesin günahları O’nun adı ile bağışlanır.” (Elçilerin İşleri 10:43) Kurtulma konusunda kendime yönelik tüm umutlarımdan vazgeçtim ve yalnızca Rab İsa Mesih’e Kurtarıcım olarak umut bağladım. Ve o zamandan bu güne kadar Tanrı ruhuma huzur sağladı. Vicdanım artık beni rahatsız etmiyor. Geleceğim, İsa Mesih’in çarmıhta tamamladığı iş sayesinde harika bir parlaklığa sahip. Mesih’in bir öğrencisi olarak yaşamımda bazen sıkıntı ve acılar ile karşılaşıyorum, çünkü inancım akrabalarımın ve dostlarımın inançlarından farklı, ama ben huzurluyum. Tanrı’nın esenliği yüreğimi ve zihnimi dolduruyor. Ve bu esenliği bana sağlayan İsa şöyle diyor: “Dünya sizden nefret ederse, sizden önce benden nefret etmiş olduğunu bilin. Size esenlik bırakıyorum. Size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın vermiş olduğu gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın.” (Yuhanna 15:18; 14:27) Ve sevgili dostlar, Rabbi benim için ve beni içimde yaptıklarını sizlerin her biriniz için de yapabilir. Sizden istediği tek bir şey var: O’na tüm yüreğinizi vermek. Geri kalanını O halledecektir. Çünkü Rab İsa’nın Kendisi şöyle dedi: “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur.” (Matta 11:28, 29)
Günahlarınız nedeni ile yorgun musunuz, yükünüz ağır mı? Canınızın rahat etmesini istiyor musunuz? Eğer Mesih’in sizin için öldüğünü ve sizin için öldüğünü bildiren İyi Haber’e inanıyorsanız, Tanrı tüm günahlarınızı bağışlayacak, sizi doğru ilan edecek ve adınızı Yaşam Kitabına yazacaktır. Bu İyi Haber’e inandığınız takdirde, sizi Kendisine ait olanlardan biri olarak işaretleyecek ve İsa’nın Ruhu’nu yüreklerinize gönderecektir. İçinizde yaşayan Kutsal Ruh o zaman yüreğinizi, yaşamınızı ve yaşam biçiminizi değiştirecektir, çünkü Kutsal Yazılar şöyle der: “Bir kimse Mesih’teyse yeni yaratıktır. Eski şeyler geçmiş her şey yeni olmuştur!” (2. Korintliler 5:17)
Sevgili dostum, nerede olursan ol, koşulların ne olursa olsun, erkek, kadın, yaşlı ya da genç, Rab İsa Mesih sana yeni bir yaşam verebilir – yeter ki sen O’na iman et. Senin Tanrı ile sonsuza kadar birlikte yaşayabilmen için O senin yerine, senin için öldü. Bu İyi Haber’e inanıyor musun?
Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz.
Tanrı sizi bereketlesin. Sizi, Tanrı’nın kurtuluşun İyi Haberi’ne iman eden herkese verdiği harika güvencelerden birini içeren bir ayet ile baş başa bırakıyoruz:
“Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce Mesih İsa’da bağışlanmış, şimdi de O’nun gelişi ile açığa çıkarılmıştır. Kurtarıcımız Mesih İsa ölümü yetkisiz kılmış, yaşamı ve ölümsüzlüğü Müjde aracılığı ile açığa çıkarmıştır.” (2. Timoteos 1:9, 10)