Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.
Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuz bir esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bu gün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
Müjde’de (İncil) işlediğimiz son birkaç derste, Rab İsa’nın, Tanrı’nın tüm peygamberlerinin Mesih’in ölümü ve dirilişi ile ilgili uzun zaman önce yazmış olduklarını nasıl yerine getirdiklerini dinledik. İsa’nın çivilenmiş olduğu çarmıhta Adem oğullarının günah borcunu ödemek için kutsal Kanını döktüğünü okuduk. Aynı zamanda O’nun çarmıhtan indirildiğini ve bir mezara yerleştirildiğini okuduk. Ama Tanrı yine de üçüncü gün O’nu ölümden diriltti! İsa dirildikten sonra, kırk gün süre ile öğrencilerine göründü, onlara gerçekten diri olduğunu kanıtladı. Sonra son dersimizde ise, İsa’nın, öğrencilerinin gözleri önünde göğe alındığını gördük.
İsa’nın göğe alınmadan önce öğrencilerine verdiği son buyruğu hatırlıyor musunuz? İsa’nın söylediklerini tekrar okuyalım:
(Elçilerin İşleri 1) 4İsa, öğrencileri ile birlikteyken onlara şu buyruğu vermişti: ‘Yeruşalim’den ayrılmayın, Baba’nın vaat ettiği, benden duyduğunuz armağanı bekleyin. 5 Şöyle ki, Yahya su ile vaftiz etti, ama sizler bir kaç güne kadar Kutsal Ruh ile vaftiz edileceksiniz. 8 Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim’de, bütün Yahudiye ve Samiriye’de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız. 9 İsa bunları söyledikten sonra, onların gözleri önünde yukarı alındı. Bir bulut O’nu alıp onların gözlerinin önünden uzaklaştırdı. 10 İsa giderken onlar gözlerini göğe dikmiş bakıyorlardı. Tam o sırada, beyaz giysiler içinde iki adam yanlarında belirdi. 11 ‘Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?’ diye sordular. ‘Aranızdan göğe alınan İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.
Böylece İsa, öğrencilerinden ayrıldı, gelmiş olduğu Cennete geri döndü ve yücelerdeki Baba’nın sağında oturdu. İsa, bu gün oradadır ve dünyayı adalet ile yargılamak için geri döneceği anı beklemektedir.
İsa, göğe alınmadan önce öğrencilerine verdiği buyruğun ne olduğunu işittiniz mi? Onlara, göklerden gelecek olan Kutsal Ruh’u alana kadar Yeruşalim’de kalmalarını buyurdu. Belki bazılarınız hala merak ediyorsunuzdur: Bu Kutsal Ruh da kim? Kutsal Ruh, Tanrı’nın Ruhu’dur ve İsa’nın Ruhu’dur. Kutsal Ruh, Baba Tanrı ve Oğul İsa ile birdir, ancak yine de onlardan ayrıdır. Tanrı, dünyayı yarattığı zaman Kutsal Ruh, Tanrı ile birlikte vardı. Kutsal Ruh, ilk zamanlarda peygamberlere yazmaları ve Tanrı Sözü’nü duyurmaları için esin veren Ruh’tur. Kutsal Ruh, Meryem adlı bir bakire kızın üzerine inen ve onun kutsal Çocuk İsa’ya gebe kalmasını ve O’nu dünyaya getirmesini mümkün kılan En Yüce Olan’ın Ruhu’dur. O, İsa Mesih’te bulunan Ruh’tur. Kutsal Ruh aynı zamanda İsa’nın, şu sözleri aracılığı ile öğrencilerine vaat etmiş olduğu Yardımcıdır: “Ben de Baba’dan dileyeceğim.O, sonsuza dek sizin ile birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu’nu verecek. Dünya O’nu kabul edemez. Çünkü O’nu ne görür ne de tanır. Siz O’nu tanıyorsunuz, çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.” (Yuhanna 14:16, 17)
İsa’nın, bu Avutucu’nun (ya da Yardımcı’nın) gelişi ile ilgili öğrencilerine vaat ettiği şeyi anlamak bizim için çok önemlidir, çünkü bu gün bazı kişiler İsa’nın, insanları, gelecek olan bir başka peygamberi duyurduğuna inandırmak isterler. Ama Rab İsa’nın vaat ettiği Avutucu, insani bir varlık olamaz, çünkü İsa, Avutucunun, Gerçeğin Ruh’u olduğunu ve O’nu hiç kimsenin göremeyeceğini, ve O’nun Mesih’in öğrencilerinin içinde sonsuza kadar yaşayacağını açık ve net bir şekilde ifade etti. Peki, bu Kutsal Ruh kimdir? O, Tanrı’nın, Mesih’e iman eden herkesin yüreğine yerleştirmiş olduğu Ruh’tur. Kutsal Ruh, iman edenleri yeniden yaratır (yeniden doğmalarını sağlar), Sonları temizler, güçlendirir, kendisine ait olanlar olarak mühürler ve onlara O’nun kutsal varlığında sonsuza kadar bir pay verir.
Bu gün, Tanrı’nın, Kutsal Ruh’u, Pentikost gününde İsa’nın öğrencilerinin üzerine nasıl döktüğünü göreceğiz. Pentikost, Tanrı’nın Musa peygamber döneminde İsrailliler için düzenlemiş olduğu bir bayramdı. Bu bayram hakkında Tevrat’tan bilgi alabilirsiniz. İsrailliler, Pentikost gününde Tanrı’ya buğday ürünü hasatı konusunda kendilerine vermiş olduğu bereket için teşekkür ederlerdi. Ancak Pentikost bayramı, bundan daha önemli bir anlama sahipti. Pentikost, Tanrı’nın, Mesih’ iman eden herkesin içinde yaşaması için Kutsal Ruh’u göndermek amacı ile önceden seçmiş olduğu gündü. Pentikost bayramının zamanı Fısıh bayramından elli gün sonraydı, Tanrı bu nedenle Kutsal Ruh’u, Mesih’in ölmesinden ve tekrar dirilmesinden elli gün sonra göndermeyi planladı.
Şimdi İsa öğrencilerinden ayrıldıktan ve gökyüzüne geri döndükten sonra neler olduğunu görmek için Tanrı’nın Sözü’nü okumaya devam edelim:
(Elçilerin İşleri 1) 12 Bundan sonra elçiler, Yeruşalim’den yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki Zeytin Dağı’ndan Yeruşalim’e döndüler. 13 Kente girince kaldıkları evin üst katındaki odaya çıktılar. Petrus, Yuhanna, Yakup, Andreas, Filipus, Tomas, Bartalmay, Matta, Alfay oğlu Yakup, Yurtsever Simun ve Yakup oğlu Yahuda oradaydı. 14 Bunlar İsa’nın annesi Meryem, öbür kadınlar ve İsa’nın kardeşleri ile tam bir birlik içinde sürekli dua ediyorlardı.
(Elçilerin İşleri 2) 1 Pentikost Günü geldiğinde bütün imanlılar bir arada bulunuyorlardı. 2 Ansızın gökten, güçlü bir rüzgarın esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümü ile doldurdu. 3 Ateşten dillere benzeyen bir şeylerin dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler. 4 İmanlıların hepsi Kutsal Ruh ile doldular. Ruh’un onları konuşturduğu başka diller ile konuşmaya başladılar. 5 O sırada Yeruşalim’de dünyanın her ülkesinden gelmiş dindar Yahudiler bulunuyordu. 6 Sesin duyulması üzerine büyük bir kalabalık toplandı. Herkes kendi dilinin konuşulduğunu duyunca şaşakaldı. 7 Hayret ve şaşkınlık içinde, ‘Bakın, bu konuşanların hepsi Celileli değil mi?’ diye sordular. 8 ‘Nasıl oluyor da her birimiz kendi ana dilini işitiyor?’ 9-11 Aramızda Partlar, Medler, Elamlılar var. Mezopotamya’da, Yahudiye ve Kapadokya’da, Pontus ve Asya ilinde, Frikya ve Pamfilya’da, Mısır ve Libya’nın Kirene’ye yakın bölgelerinde yaşayanlar var. Hem Yahudi hem de Yahudiliğe dönen Romalı konuklar, Giritliler ve Araplar var aramızda. Ama her birimiz Tanrı’nın büyük işlerinin kendi dilimizde konuşulduğunu işitiyoruz. 12 Hepsi hayret ve şaşkınlık içinde birbirlerine, ‘Bunun anlamı ne?’ diye sordular. 13 Başkaları ise, ‘Bunlar taze şarabı fazla kaçırmış’ diye alay ettiler.
14-15 Bunun üzerine, Onbirler ile birlikte öne çıkan Petrus yüksek ses ile kalabalığa şöyle seslendi: ‘Ey Yahudiler ve Yeruşalim’de bulunan herkes, bu durumu size açıklayayım. Sözlerime kulak verin. Bu adamlar sandığınız gibi sarhoş değiller. Saat daha sabahın dokuzu! 16-17 Bu gördüğünüz, Peygamber Yoel aracılığı ile önceden bildirilen olaydır:
‘Son günlerde, diyor Tanrı, bütün insanların üzerine Ruhum’u dökeceğim. oğllaınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar.gençleriniz görümler, yaşlılarınız düşler görecek. O günler kadın erkek kullarımın üzerine Ruhum’u dökeceğim, onlar da peygamberlik edecekler. Yukarıda, gökyüzünde harikalar yaratacağım. Aşağıda, yeryüzünde belirtiler, kan, ateş ve duman bulutları görülecek. 20 Rabbin büyük ve görkemli günü gelmeden önce güneş kararacak, ay, kan rengine dönecek. 21 O zaman Rabbe yakaran herkes kurtulacak.’ 22 ‘Ey İsrailliler, şu sözleri dinleyin: Bildiğiniz gibi Nasıralı İsa, Tanrı’nın, kendisi aracılığı ile aranızda yaptığı mucizeler, harikalar ve belirtiler ile kimliği kanıtlanmış bir kişidir. 23 Tanrı’nın belirlenmiş amacı ve ön görüsü uyarınca elimize teslim edilen bu adamı, yasa tanımaz kişilerin eli ile çarmıha çivileyip öldürdünüz. 24 Tanrı ise, ölüm acılarına son vererek O’nu diriltti. Çünkü O’nun ölüme tutsak kalması olanaksızdı. 25 O’nun ile ilgili olarak Davut şöyle der:
‘Rabbi her zaman önümde gördüm, sağımda durduğu için sarsılmam. 26 Bu nedenle yüreğim mutlu, dilim sevinçlidir. Dahası, bedenim de umut içinde yaşayacak. 27 Çünkü sen canımı ölüler diyarına terk etmeyeceksin, kutsalının çürümesine izin vermeyeceksin. 28 Yaşam yollarını bana bildirdin; varlığın ile beni sevinç ile dolduracaksın.’
29 ‘Kardeşler, size açıkça söyleyebilirim ki, büyük atamız Davut öldü, gömüldü, mezarı da bu güne dek yanı başımızda duruyor. 30 Davut bir peygamberdi ve soyundan birini tahtına oturtacağına dair Tanrı’nın kendisine ant içerek söz verdiğini biliyordu. 31 Geleceği görerek Mesih’in ölümden dirilişine ilişkin şunları söyledi: ‘O, ölüler diyarına terk edilmedi, bedeni çürümedi.’ 32 Tanrı, İsa’yı ölümden diriltti ve biz hepimiz bunun tanıklarısınız. 33 O, Tanrı’nın sağına yüceltilmiş, vaat edilen Kutsal Ruh’u Baba’dan almış ve şimdi gördüğümüz ve işittiğimiz gibi, bu Ruh’u üzerimize dökmüştür. 34-35 Davut, kendisi göklere çıkmadığı halde şöyle der:
‘Rab Rabbime dedi ki, ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek, sağımda otur.’
36 “Böylelikle bütün İsrail halkı şunu kesinlikle bilsin. Tanrı, sizin çarmıha gerdiğiniz İsa’yı hem Rab hem de Mesih yapmıştır.” 37 Bu sözleri duyanlar, yüreklerine hançer saplanmış gibi oldular. Petrus ve öbür elçilere, ‘Kardeşler, ne yapmalıyız?’ diye sordular. 38 Petrus onlara şu karşılığı verdi: ‘Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adı ile vaftiz olsun. Böylece, günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız. 39 Bu vaat sizler, çocuklarınız, uzaktakilerin hepsi için, Tanrımız Rabbin çağıracağı herkes için geçerlidir.’ 40 Petrus daha bir çok sözler ile onları uyardı. ‘Kendinizi bu sapık kuşaktan kurtarın!’ diye yalvardı. Amin.
Sevgili dinleyicilerimiz, Petrus’un vaazini can kulağı ile dinlediniz mi? Bu vaazi özetleyecek olursak, Petrus, Yeruşalim’deki kalabalığa Tanrı’nın uzun zaman önce peygamberleri aracılığı ile vaat etmiş olduğu gibi İsa Mesih’i gönderdiğini anlattı. Petrus onlara şöyle dedi: ‘Sizler, Tanrı’nın gökyüzünden gönderdiği Mesih’i küçümsediniz! O’nu bir çarmıha çivileyerek öldürdünüz, ama Tanrı O’nu ölümden diriltti. Bizler hepimiz bu olayın tanıklarıyız. Tanrı, İsa’yı sağına yükseltti ve vaat etmiş olduğu Kutsal Ruh’u gönderdi. Tövbe edin ve Tanrı’ya dönün! Tanrı’nın peygamberlerinin mesajına inanın! Tanrı’nın, dünyanın Kurtarıcısı ve Yargıcı olarak atadığı İsa’ya inanın! “Peygamberlerin hepsi O’nun ile ilgili tanıklıkta bulunuyorlar. Şöyle ki, O’na inanan herkesin günahları O’nun adı ile bağışlanır.” (Elçilerin İşleri 10:43)
Petrus böylelikle İsa Mesih’e iman aracılığı ile kurtuluşun İyi Haberi’ni duyurdu. Kalabalık Petrus’un sözlerini işittiği zaman, yüreklerinde büyük bir acı duydular, çünkü o anda çarmıha çivilemiş oldukları Nasıralı İsa’nın gökyüzünden gelen Yücelikler Rabbi olduğunun farkına vardılar. Aşağıladıkları ve nefret ettikleri bu İsa, Tanrı’nın, peygamberleri aracılığı ile uzun zaman önce vaat etmiş olduğu Mesih’ti. Böylece o gün pek çok kişi günahlarından tövbe etti , Tanrı’ya döndü ve Rab İsa Mesih’in adına iman etti. Bu yeni öğrenciler, İsa Mesih’in ölümüne, gömülmesine ve dirilişine iman ederek günahlarından temizlenmiş oldukları gerçeğine herkesin önünde tanıklık vermek için su ile vaftiz oldular. Su vaftizi olmaları, onların günahlarının yıkanıp uzaklaştırıldığı anlamına gelmez- su vaftizi, yalnızca onların içlerinde daha önceden zaten gerçekleşmiş olan temizliğin dışsal bir belirtisiydi.
Ve şimdi kutsal Yazıların bu konu hakkında söylediklerine kulak verelim:
“O’nun sözünü (Müjde mesajını)benimseyenler vaftiz oldu. O gün yaklaşık üç bin kişi topluluğa katıldı. Bunlar kendilerini elçilerin öğretişine, paydaşlığa, ekmek bölmeye ve duaya adadılar. Öğrenciler ise sevinç ve Kutsal Ruh ile doluydu.” (Elçilerin İşleri 2:41, 42; 13:52)
Böylece o Pentikost gününde kilise—İsa Mesih’e iman edenlerden oluşan topluluk—doğdu. İsa’nın kilisesi bir bina ya da bir din değildir. Grekçe’de kilise sözünün karşılığı olan “Ekklesia” “çağrılmış olanlar” anlamına gelir. Bu gün dünyamızda nasıl gerçek imanlılar ve sahte imanlılar varsa, aynı şekilde gerçek bir kilise ve sahte bir kilise de mevcuttur. İsa Mesih’in gerçek kilisesi o Pentikost gününden itibaren Mesih’in mükemmel ve tamamlanmış kurbanına duydukları içten inanç nedeni ile Adem’in ailesinden, Mesih’in ailesine transfer edildiler.
Bu gün Pentikost günü ile ilgili işittiğimiz olaylar, yaklaşık iki bin yıl önce gerçekleşti. Bu gerçek, belki bazı kilerin şu şekilde konuşmalarına neden olacaktır: “Bu beni ilgilendirmez! Mesih’i çarmıha gerenler arasında ben yoktum. O’nu Yahudiler ve Romalılar çarmıha gerdiler! Benim bu olay ile hiç bir ilgim yok! Ama Tanrı’nın Sözü bize Mesih’in “bizim isyanlarımız yüzünden O’nun bedeninin deşildiğini, bizim suçlarımız yüzünden O’nun eziyet çektiğini” söyler. (Yeşaya 53:5) Bizim günahlarımız O’nun ölümüne neden oldu. Tanrı’nın, insanlara Biricik Oğlu’nu bir çarmıha çivilemeleri için izin vermesinin nedeni bizim suçlarımızdı. İnsanlar İsa’yı çarmıha gerdiler, ama Tanrı O’nu iman eden herkesin Kurtarıcısı ve iman etmeyenlerin Yargıcı olması için ölümden diriltti. Kutsal Yazılar bu nedenle şu sözleri bildirirler:
“Tanrı, geçmiş dönemlerin bilgisizliğini görmezlikten geldi; ama şimdi her yerde herkesin tövbe etmesini buyuruyor. Çünkü dünyayı, atadığı Kişi aracılığı ile yargılayacağı günü saptamıştır. Bu Kişi’yi ölümden diriltmek ile bunun güvencesini herkese vermiştir. “ (Elçilerin İşleri: 7:30, 31)
Bu sözler üzerinde dikkatle düşünün, çünkü sonsuz yazgınız bu sözlere nasıl bir karşılık vereceğinize bağlıdır. Bizi dinlediğiniz için teşekkürler.
Siz, elçi Petrus’un duyurduğu şu sözler üzerinde düşünürken Tanrı sizi bereketlesin.
“Peygamberlerin hepsi O’nun (İsa Mesih) ile ilgili tanıklıkta bulunuyorlar. Şöyle ki, O’na inanan herkesin günahları O’nun adı ile bağışlanır ve Kutsal Ruh armağanını alırsınız!” (Elçilerin İşleri 10:43; 2:38)