Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.
Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuza kadar esenlik içinde yaşamasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bugün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
Son programımızda, kahinlerin, Yasa öğretmenlerinin ve Ferisilerin İsa’yı nasıl tedirgin ettiklerini, ve O’nu öldürebilmek amacı ile İsa’yı nasıl tutuklamaya çalıştıklarını gördük. Ama tüm çabalarına rağmen hiç kimse İsa’ya dokunamadı bile, çünkü Tanrı’nın O’nun için belirlemiş olduğu, günah uğruna bir kurban olarak öleceği zaman henüz gelmemişti. Bugün Müjde kitabını okumaya devam edeceğiz ve İsa’nın kendisine karşı çıkan kişileri nasıl payladığını ve doğuştan kör olan bir adamın gözlerini açarak onu nasıl iyileştirdiğini göreceğiz. Bu günkü dersimizin adı: “Dünyanın Işığı.”
Yuhanna Müjdesi’nin sekizinci bölümünden okuyoruz:
(Yuhanna 8) 2 İsa, ertesi sabah yine erkenden tapınağa döndü. Bütün halk O’nun yanına geliyordu. O da oturup onlara öğretmeye başladı. 12 İsa halka seslenip şöyle dedi: “Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur. 13 Ferisiler, ‘Sen kendin için tanıklık ediyorsun, tanıklığın geçerli değil’ dediler. 14 İsa, onlara şu karşılığı verdi: ‘Kendim için tanıklık etsem bile tanıklığım geçerlidir. Çünkü nereden geldiğimi ve nereye gideceğimi biliyorum. Oysa siz nereden geldiğimi, nereye gideceğimi bilmiyorsunuz. 23 Siz aşağıdansınız, ben ise yukardanım. Siz bu dünyadansınız, ben bu dünyadan değilim. 24 İşte bu nedenle size, ‘Günahlarınızın içinde öleceksiniz’ dedim. ‘Benim O olduğuma iman etmezseniz, günahlarınızın içinde öleceksiniz. 25 O’na, ‘Sen kimsin?’ diye sordular. İsa, ‘Başlangıçtan beri size ne söyledimse, ben O’yum’ dedi. 28 İnsanoğlu’nu yukarı kaldırdığınız zaman benim O olduğumu, kendiliğimden hiç bir şey yapmadığımı, ama tıpkı Baba’nın bana öğrettiği gibi konuştuğumu anlayacaksınız. 32 O zaman gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak!
33’Biz İbrahim’in soyundanız’ diye karşılık verdiler, ‘Hiç bir zaman kimseye kölelik etmedik. Nasıl olur da sen ’Özgür olacaksınız?’ diyorsun. 34 İsa, ‘Size doğrusunu söyleyeyim, günah işleyen herkes günahın kölesidir. ‘ dedi. 35 ‘Köle ev halının sürekli bir kölesi değildir, ama oğul sürekli üyesidir. 36 Bunun için eğer Oğul sizi özgür kılarsa, gerçekten özgür olursunuz. 37 İbrahim’in soyundan olduğunuzu biliyorum. Yine de beni öldürmek istiyorsunuz. Çünkü yüreğinizde sözüme yer vermiyorsunuz. 38 Ben Babam’ın yanında gördüklerimi söylüyorum, siz de babanızdan işittiklerinizi yapıyorsunuz.’ 39 ‘Bizim babamız İbrahim’dir’ diye karşılık verdiler. İsa, ‘İbrahim’in çocukları olsaydınız, İbrahim’in yaptıklarını yapardınız’ dedi. 40 ‘Ama şimdi beni—Tanrı’dan işittiği gerçeği sizlere bildireni—öldürmek istiyorsunuz. İbrahim bunu yapmadı. 41 Siz babanızın yaptıklarını yapıyorsunuz.’
‘Biz zinadan doğmadık. Bir tek Babamız var, o da Tanrı’dır’ dediler. 42 İsa, ‘Eğer Tanrı Babanız olsaydı, beni severdiniz’ dedi. ‘Çünkü ben Tanrı’dan çıkıp geldim. Kendiliğimden gelmedim.Beni O gönderdi. 43 Söylediklerimi neden anlamıyorsunuz? Benim sözümü dinlemeye dayanamıyorsunuz da ondan. 44 Siz babanız İblis’tensiniz ve babanızın arzularını yerine getirmek istiyorsunuz. O, başlangıçtan beri katildi. Gerçeğe bağlı kalmadı. Çünkü onda gerçek yoktur. Yalan söylemesi doğaldır, çünkü o yalancıdır ve yalanın babasıdır. 45 Ama ben gerçeği söylüyorum. İşte bunun için bana iman etmiyorsunuz. 46 Hanginiz bana günahlı olduğumu kanıtlayabilir? Eğer gerçeği söylüyorsam, o zaman niçin bana iman etmiyorsunuz? 47 Tanrı’dan olan, Tanrı’nın sözlerini dinler. İşte siz Tanrı’dan olmadığınız için dinlemiyorsunuz.
48Yahudiler O’na şu karşılığı verdiler: ‘Sen cin çarpmış bir Samiriyeli’sin’ demekte haklı değil miyiz? 49 İsa, ‘Beni cin çarpmadı’ dedi, ‘Ben Babamı onurlandırıyorum, ama siz beni aşağılıyorsunuz. 50 Ben kendimi yüceltmek istemiyorum, ama bunu isteyen ve yargılayan biri vardır. 51 Size doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sözüme uyarsa, ölümü asla görmeyecektir. 52 Yahudiler, ‘Seni cin çarptığını şimdi anlıyoruz’ dediler. ‘İbrahim öldü, peygamberler de öldüler. Oysa sen, ‘Bir kimse sözüme uyarsa, ölümü asla tatmayacaktır’ diyorsun. 53 Yoksa sen babamız İbrahim’den üstün müsün? O öldü, peygamberler de öldüler. Sen kendini kim sanıyorsun?’ 54 İsa şu karşılığı verdi:’Eğer ben kendimi yüceltirsem, yüceliğim hiçtir. Beni yücelten, ‘Tanrımız’ diye çağırdığınız Babam’dır. 55 Siz O’nu tanımıyorsunuz, ama ben O’nu tanıyorum. O’nu tanımadığımı söylersem sizin gibi yalancı olurum. Ama ben O’nu tanıyor ve sözüne uyuyorum. 56 Babanız İbrahim, günümü göreceği için sevinç ile coşmuştu. Gördü ve sevindi. 57 Yahudiler, ‘Sen daha elli yaşında bile değilsin. İbrahim’i de mi gördün?’ dediler. 58 İsa, ‘Size doğrusunu söyleyeyim, İbrahim doğmadan önce Ben Var’ım’ dedi. 59 O zaman İsa’yı taşlamak için yerden taş aldılar, ama O gizlenip tapınaktan çıktı.
(Yuhanna 9) 1 İsa yolda giderken, doğuştan kör bir adam gördü. 2 Öğrencileri İsa’ya, ‘Rabbi, kim günah işledi de bu adam kör doğdu? Kendisi mi, yoksa annesi babası mı?’diye sordular. 3 İsa şu yanıtı verdi: ‘Ne kendisi, ne de annesi babası günah işledi. Tanrı’nın işleri O’nun yaşamında görülsün diye kör doğdu. 4 Beni gönderenin işlerini vakit daha gündüz iken yapmalıyız. Gece geliyor, o zaman kimse çalışamaz. 5 Dünyada olduğum sürece dünyanın ışığı Ben’im.’
6Bu sözleri söyledikten sonra yere tükürdü, tükürük ile çamur yaptı ve çamuru adamın gözlerine sürdü. 7 Adama, ‘Git, Şiloah Havuzu’nda yıkan’ dedi. Şiloah, gönderilmiş olan anlamına gelir. Adam gidip yıkandı, gözleri açılmış olarak döndü. 8 Komşuları ve onu daha önce dilenirken görenler, ‘Oturup dilenen adam değil mi bu?’ dediler. 9 Kimi, ‘Evet, odur’ dedi, kimi de,’Hayır, ama ona benziyor’ dedi. Kendisi ise, ‘Ben oyum’ dedi. 10’Öyleyse gözlerin nasıl açıldı?’ diye sordular. 11 O da şöyle yanıt verdi: ‘İsa adındaki adam çamur yapıp gözlerime sürdü ve bana ‘Şiloah’a git, yıkan!’ dedi. Ben de gidip yıkandım ve gözlerim açıldı.’ 12 Ona, ‘Nerede o?’ diye sordular. ‘Bilmiyorum’ dedi.
13 Eskiden kör olan adamı Ferisiler’in yanına götürdüler. 14 İsa’nın çamur yapıp adamın gözlerini açtığı gün, Şabat Günü’ydü. 15 Bu nedenle, Ferisiler de adama gözlerinin nasıl açıldığını sordular. O da, ‘İsa gözlerime çamur sürdü, yıkandım ve şimdi görüyorum’ dedi. 16 Bunun üzerine Ferisiler’in bazıları, ‘Bu adam Tanrı’dan değildir’ dediler, ‘çünkü Şabat Günü’nü tutmuyor.’ Ama başkaları, ‘Günahkar bir adam nasıl bu tür belirtiler gerçekleştirebilir?’ dediler. Böylece aralarında ayrılık doğdu. 17 Eskiden kör olan adam yeniden sordular: ‘Senin gözlerini açtığına göre, O’nun hakkında sen ne diyorsun?’ Adam, ‘O bir peygamberdir’ dedi.
18 Yahudi yetkililer, gözleri açılan adamın annesi ile babasını çağırmadan, onun daha önce kör olduğuna ve gözlerinin açıldığına inanmadılar. 19 Onlara, ‘Kör doğdu’ dediğiniz oğlunuz bu mu? Peki, şimdi nasıl görüyor?’ diye sordular. 20 Adamın annesi ve babası şu karşılığı verdiler: ‘Bunun bizim oğlumuz olduğunu ve kör doğduğunu biliyoruz. 21 Ama şimdi nasıl gördüğünü, gözlerini kimin açtığını bilmiyoruz, ona sorun. Ergin yaştadır, kendisi için kendisi konuşsun. 22 Yahudi yetkililerden korktukları için böyle konuştular. Çünkü yetkililer, İsa’nın Mesih olduğunu açıkça söyleyen herkesi havra dışı etmek için aralarında söz birliği etmişlerdi. 23 Bundan dolayı adamın annesi ile babası, ‘Ergin yaştadır, ona sorun’ dediler.
24 Eskiden kör olan adamı ikici kez çağırıp, ‘Tanrı hakkı için doğruyu söyle’ dediler, ‘Biz bu adamın günahkar olduğunu biliyoruz.’ 25 O da şöyle yanıt verdi: ‘O’nun günahkar olup olmadığını bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, kördüm, şimdi görüyorum.’ 26 O zaman ona, ‘Sana ne yaptı? Gözlerini nasıl açtı?’ dediler. 27 Onlara, ‘Size demin söyledim, ama dinlemediniz’ dedi. Niçin yeniden işitmek istiyorsunuz? Yoksa siz de mi O’nun öğrencileri olmak niyetindesiniz?’ 28 Adama söverek, ‘O’nun öğrencisi sensin!’ dediler. ‘Biz Musa’nın öğrencileriyiz. 29 Tanrı’nın Musa ile konuştuğunu biliyoruz. Ama bu adamın nereden geldiğini bilmiyoruz.’
30 Adam onlara şu karşılığı verdi: ‘Şaşılacak şey! O’nun nereden geldiğini bilmiyorsunuz, ama gözlerimi O açtı. 31 Tanrı’nın, günahkarları dinlemediğini biliriz. Ama Tanrı kendisine tapan ve isteğini yerine getiren kişiyi dinler. 32 Dünya var olalı bir kimsenin doğuştan kör olan birinin gözlerini açtığı duyulmamıştır. 33 Bu adam Tanrı’dan olmasaydı, hiç bir şey yapamazdı.’ 34 Onlar buna karşılık, ‘Tamamen günah içinde doğdun, sen mi bize ders vereceksin?’ diyerek onu dışarı atılar.
35İsa adamı kovduklarını duydu. Onu bularak, ‘Sen İnsanoğlu’na iman ediyor musun?’ diye sordu. 36 Adam şu yanıtı verdi: ‘Efendim, O kimdir? Söyle de kendisine iman edeyim.’ 37 İsa, ‘O’nu gördün. Şimdi senin ile konuşan O’dur’ dedi. 38 Adam, ‘Rab, iman ediyorum!’ diyerek İsa’ya tapındı. 39 İsa, ‘Görmeyenler görsün, görenler kör olsun diye yargıçlık etmek üzere bu dünyaya geldim’ dedi. 40 O’nun yanında bulunan bazı Ferisiler bu sözleri işitince, ‘Yoksa biz de mi körüz?’ diye sordular. 41 İsa, ‘Kör olsaydınız, günahınız olmazdı’ dedi, ‘ama şimdi ‘Görüyoruz’ dediğiniz için günahınız duruyor.’
Böylece Rab İsa doğuştan kör olan adamı iyileştirdi. Ve Ferisileri zihinleri kör olduğu için azarladı. Bu din uzmanlarının körlüğü fiziksel bir körlükten çok daha kötüydü. Ferisiler fiziksel olarak görebiliyorlardı, ama ruhsal olarak görmek istemiyorlardı. Bu nedenle İsa’yı taşlamak için yerden taşlar aldılar. Bu dindar adamlar İsa ile ilgili gerçeğe zihinlerini kapatmışlardı. O’nun Mesih ve dünyanın Işığı olduğuna inanmak istemediler. İsa’nın İbrahim peygamberden önce var olduğuna inanmak istemediler. O’nun, başlangıçta Tanrı ile birlikte olan Söz olduğunu kabul etmek istemediler. Gerçeği görmek istemediler.
Bu günkü öyküde, iki tür kör kişi gördük: Gözleri kör olanlar ve zihinleri kör olanlar. Kör bir zihnin karanlığı, kör gözlerin karanlığından daha korkunçtur. Eğer kör olan gözleriniz ise, dünyada var olan şeyleri göremezsiniz, ama eğer yüreğiniz ve zihniniz kör ise, o zaman sonsuzluk ile ilgili şeyleri göremez ya da anlayamazsınız.
Tanrı’nın Sözü bize, Adem’in tüm çocuklarının zihinlerinin ve yüreklerinin doğuştan kör olduğunu öğretir. Adem’in işlediği tek bir günah nedeni ile hepimiz günahın ve bilgisizliğin karanlığında dünyaya geldik. Tanrı bilgisine sahip olmadığımız gibi, O’nun gerçeğini öğrenmek için doğal bir arzuya da sahip değiliz. Işık yandığı zaman etrafa kaçışan hamam böcekleri gibi yaşamlarımızı karanlıkta sürdürmeye razı olarak Tanrı’nın Sözü’nün ışığından uzak dururuz. Ne üzücüdür ki, Adem soyunun çoğu, günahın ve bilgisizliğin karanlığında ölüp gider. Bir Wolof atasözü şöyle der: “Siz onu bilmeden önce, bilgisizlik (bilgi eksikliği) sizi öldürecektir!” Benzer anlam taşıyan sözleri peygamber Hoşea da yazdı: “dinleyin Rabbin Sözü’nü! Yok oldu halkım bilgisizlikten, sen bilgiyi reddettiğin için ben de seni reddedeceğim.” (Hoşea 4:1, 6)
İyi haber Tanrı’nın hiç birimizin günahın ve bilgisizliğin karanlığında mahvolmamızı istemediğidir. Bu nedenle, bize Rab İsa Mesih’i göndererek dünyamızı ziyaret etti. Peygamber Zekeriya, Rab İsa’dan “karanlıkta ve ölümün gölgesinde yaşayanlara ışık saçmak ve ayaklarımızı esenlik yoluna yöneltmek üzere” Tanrı’nın göndereceği “Yücelerden Doğan Güneş” olarak söz etti. (Luka 1:79) Peygamberler geceyi aydınlatan yıldızlara benziyorlardı, ama Rab İsa O’na inanan herkese ışık ve yaşam getiren doğan bir güneşe benziyordu. Tanrı, dünyamızı aydınlatmak için kaç tane güneş yarattı? Yalnızca bir tane. Tanrı, günahkarları günahın ve sonsuz cehennemin karanlığından kurtarmak için gökyüzünden kaç tane Kurtarıcı gönderdi? Yalnızca bir tane. Tüm bu gerçeklere rağmen Adem çocuklarının çoğu bunları anlamazlar, bu yüzden hala günahın karanlığında sendeleyip dururlar. Kutsal Yazılar, şu sözler ile Rab İsa Mesih ile ilgili duyuruda bulunurlar: “Işık karanlıkta parlar, karanlık onu alt edemedi (anlamadı). O dünyadaydı, dünya O’nun aracılığı ile var oldu, ama dünya O’nu tanımadı.” (Yuhanna 1:5,10)
Dinleyici dostlarımız, Rab İsa, zihninizin ve yüreğinizin “gözlerini” açtı mı? yoksa hala günah ve bilgisizliğin karanlığı içinde sendeleyip duruyor musunuz?
Bizi dinlediğiniz için teşekkürler. Tanrı isterse, bir sonraki dersimizde, Müjde kitabını okumaya devam edecek ve Tanrı’nın görkeminin İsa’dan nasıl güneş gibi parladığını göreceğiz.
Sizler, Rab İsa’nın söylediği şu sözler üzerinde düşünürken, Tanrı sizi bereketlesin:
“Dünyanın ışığı Ben’im. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur!” (Yuhanna 8:12)